Prof. Dr. Aziz Sancar’ın Nobel Kimya Ödülü’nü almasının ardından gözler bilim insanının çalışmalarına çevrildi. Çığır açan çalışmalara verilen Nobel Ödülü’ne ‘DNA onarımı’ çalışması ile layık görülen Prof. Dr. Sancar’ın buluşu kanser tedavisinden yaşlılığa insan hayatında çığır açacak nitelikte. 
İlk mekanizma

Burcu Ünal'ın Milliyet'te yer alan haberine göre Florence Nightingale Hastanesi ‘Moleküler biyoloji ve Genetik’ bölümünde görev yapan Doç. Dr. Veysel Sabri Hançer, “Biz üniversitede Aziz Hoca’nın verileriyle eğitildik” diyerek, Sancar’ın Nobel Ödülü alan buluşunu ve hayatımızı nasıl değiştireceğini Milliyet’e şöyle anlattı: 
“Ödülün verilme nedeni şu; DNA’mızda bazen ultraviyolelerle, bazen kimyasallarla bozulmalar oluyor. Hücreler, bozulan DNA’yı tamir ediyor. Bu bozulmaları tamir eden birkaç tane de mekanizma var. Hücrelerin bu tamiri gerçekleştirdiği biliniyordu ama nasıl tamir ettiği bilinmiyordu. Aziz Hoca ilk tamir mekanizmasını buldu: ‘Nükleotip çıkarım onarımı’. Yani yanlış olan bir grup nükleotip oradan çıkarılıyor. Bunu da Aziz Hoca buldu. Biliyorsunuz 3 kişiye birden verildi ödül; Aziz Hoca bunu bulurken ödüle layık görülenlerden bir diğeri ‘Baz çıkarım onarımı’nı, diğeri de ‘Yanlış eşleşme onarımı’nı buldu. Bu buluşlar tamir mekanizmalarının nasıl gerçekleştiğine dair ilk buluşlar. Bunlardan sonra keşfedilen mekanizmalar da oldu. Ama en temel şekilde şunu diyebiliriz, Aziz Hoca bizim bozulan DNA’mızı hücrenin nasıl tamir ettiğini buldu.” 

Hücrenin ritmi

“Ödülden bağımsız olarak Aziz Hoca’nın çok önemli başka buluşları da var. Mesela hücrenin 24 saatlik ritmi algıladığını da buldu. Yani hücrenin günün hangi zamanında olduğunu belirlediğini tespit etmişti. 24 saat boyunca bu onarımlar rastgele gerçekleşmiyor. Bazı saatlerde onarım daha hızlı oluyor, bazı saatlerde daha az oluyor. Bu bilgiyi de Aziz Hoca buldu. Bunların hepsi birbiri ile bağlantılı buluşlar. Aziz Hoca 35 senedir bu konuda çalışıyor. Peki bu buluşlar gündelik hayatta nasıl kullanılabilir? 
Kanser hastaları kemoterapik ilaçlar aıyorlar. Bu ilaçlar genelde tümör hücresindeki DNA’yı hedef alıyor, onu parçalayarak öldürüyor. Amacımız tümör hücresini öldürmekken, hücre, ‘Bunun DNA’sı bozuk’ deyip, öldürmeye çalıştığımızı tamir ediyor. Eğer biz bu ilacı tamir işinin en az gerçekleştiği saatlerde verirsek, böylece az miktarla çok iş yapmış oluruz.”
 
‘Gurur duyduk’


Doç. Dr. Veysel Sabri Hançer, “Biz yaşlılığı, hücredeki hatalar birikimi olarak tanımlarız. Yani DNA’lar bozuluyor, hücreler bunu tamir ediyor ama tekrar bozuluyor ve bu bozulmalar birikince DNA’da mutasyonlar gerçekleşiyor. Mutasyonların tamir edilemez duruma gelerek birikmesi kansere de neden olabiliyor. Aynı zamanda yaşlanmaya da neden oluyor. Hücrelerin DNA’ları nasıl onardığının bulunması tüm bu mekanizmaları anlayabilmek ve üzerine çalışabilmek açısından çok çok önemli... 

Tüm hayatımızı DNA kontrol ettiği için Aziz Hoca’nın çalışmalarının günlük hayatta her şeyle ilgili var. Aziz Hoca’nın sadece bunlar değil çok büyük başka buluşları da var. Biz üniversitede Aziz Hoca’nın verileriyle eğitildik. Bu ödülü almasıyla da gurur duyduk” dedi.